Millet İttifakı Aliağa Belediye Başkan Adayı Özcan Durmaz Canlı Yayında Neler Söyledi? - Özcan Durmaz

Millet İttifakı Aliağa Belediye Başkan Adayı Özcan Durmaz Canlı Yayında Neler Söyledi?

Aliağa’ nın Millet İttifakı Belediye Başkan Adayı Özcan Durmaz, 6 Mart Çarşamba günü Aktif Radyo’da canlı yayın konuğu oldu. Aktif Bülten sordu, Özcan Durmaz cevap verdi. Canlı program yayın kayıtları tarihe bir not olarak düştü.

Aktif Bülten : Bugün Aktif Bülten’in konuğu CHP Aliağa Belediye Başkan Adayı Özcan Durmaz. Başkanım hoşgeldiniz. İlk sorumuz : A takımınız var mı, varsa kimler?

Özcan Durmaz : A takımımız belediyenin şu an da bordrosunda bulunan arkadaşlarımız. Bunların içinden çok uzun zamandır Aliağa’nın içinde, Aliağa hayatının içinde olan ve Aliağa Belediyesi’ni iyi tanıyan ciddi arkadaşlarımız, güvenilir, dürüst, liyakatli arkadaşlarımız var. Onları tespit edeceğiz, yapacağımız yeni düzenleme çerçevesinde bu arkadaşlarımıza görev vereceğiz. Bu profesyonel A takımı anlamında söylüyorum. Aslında belediye meclis üyelerimizin hepsini güçlü ve dinamik bir şekilde kullanacağız. Belediye yönetimine katılacak bir şekilde kullanacağız ve onlardan yararlanacağız.

Aktif Bülten : Hep eleştirilen konuşulan Pazar yerinde sürgün yemiş müdürler var. Onlarla ilgili ne düşünüyorsunuz.

Özcan Durmaz : Bunlar doğru değil. Pazar yerinde sürgün yemiş müdür arkadaşlarımızın, yönetici arkadaşlarımızın Aliağa Belediyesi’ne ve Aliağa hayatına çok ciddi emekleri vardır. Belediye’nin maaş ödediği bu insanların orada sürgünde tutulması ve belediyenin boşu boşuna kendilerine maaş ödemesini kabul etmeyiz. Biz o arkadaşlarımızın bilgileri, becerileri ve yetenekleri doğrultusunda mutlaka belediyenin iş üreteceği, hizmet üreteceği alanlarda çalıştıracağız. Dönemimizde sürgünde kimse olmayacak böyle şey olmaz.

Aktif Bülten : Aliağa’nın eksiklerine gelelim. Tespit ettiğiniz bu da olmalıydı dediğiniz neler?

Özcan Durmaz : Aliağa hayatında eksik bir sürü şey var. Mesela Aliağa hayatında belediyede işler çok yavaş yürüyor, çok sıkıntılı yürüyor. Bunu bütün vatandaşlarımız şikâyet ediyor. Bir numaratajı almak için bir ay uğraşıyoruz diyorlar. Bir proje veriyoruz bu proje 6 ayda çıkmıyor diyorlar. Bir sürü eksik evrak bulunuyor çıkartmıyor diyorlar. Yani belediyede işler yürümüyor. Bir, belediyenin yeniden organizasyonuyla bu işleri işler hale getireceğiz. İki, bu işleri artık çağımızın imkânları çerçevesinde akıllı belediyeciliğe döndüreceğiz. Elimizde bulunan cep telefonlarına bir Aliağa’m uygulaması indireceğiz. Bu Aliağa’m uygulamasıyla belediyede yapılacak bütün işleri, belediyeye vereceğiniz projeler dâhil olmak üzere elektronik olarak vereceksiniz buradan takip edeceksiniz. Yine yatırılacak harcı, transfer edilecek paraları her şeyi buradan yürüteceksiniz belki birçok iş için belediyeye gidip gelmek gerekmeyecek. Bu aynı zamanda belediyenin yaptığı ve yapmakta olduğu işler hakkında sürekli bilgi alabileceğiniz bir yer. Aynı zamanda belediyenin hayata geçireceği projeler için de elektronik olarak referanduma katılabileceğiniz bir ortam olacak. Dolayısıyla Aliağa’da bir akıllı belediyecilik dönemi başlatarak belediyenin kendi içindeki sorunlarını önemli ölçüde çözeceğiz. Yine Aliağa’da çok önemli sorunlardan bir tanesi de çevre sorunu. Aliağa’da ne yazık ki son 15 yıldır çevre konuşulmuyor. Oysa Aliağa çevre kirliliğinin, hava kirliliğinin yüksek olduğu bir ilçemiz. Dolayısıyla geçmişte burada çevre çok konuşulur bununla ilgili bir bilinç oluşurdu. Şimdi giderek sanki en önemli sorun olan çevre sorunu yokmuş gibi görülüyor, yokmuş gibi davranılıyor. Biz bu meseleyi çok ciddiye alacağız. Özellikle bu hava kirliliği, gaz Aliağa’nın en önemli sorunlardan birisi. Biz Aliağa’daki bütün sanayi kuruluşlarıyla, meslek odalarıyla, sendikalarıyla, belediyenin yönlendiriliciğinde toplanacağız. Burada yaşadığımız çevre sorunlarını minimize edecek çözümleri birlikte arayacağız. Modern teknolojiler neler olur. Üniversiteyi işin içine katacağız. Doğru bilimsel yönlendirmelerle Aliağa’da bu sorunu öncelikle hava kirliliği sorununu sonrasında da yaşanılan diğer tüm çevre sorunlarını minimize ederek daha yaşanılır, daha güzel bir Aliağa’yı kurmak için, havası daha temiz bir Aliağa’yı kurmak için elimizden geleni yapacağız. Bu sonuç alabileceğimiz bir süreç de olacak bundan eminim. Bütün herkesin ortak bir anlayışla hareket etmesi çözümü de beraberinde getirecektir. Bundan sonuç aldığımızı da bütün Aliağa’mız görecektir.

Aliağa’da çok önemli başka sorun ise otopark sorunudur. Merkezde çok ciddi bir trafik yüklenmesi yaşanıyor. Bu otoparkın şimdiye kadar yapılmaması büyük bir eksikliktir. Ben büyükşehir belediye başkan adayımızla görüştüm Tunç Bey’e durumu anlattım. Hazırlığımızı da yaptık. Neler yapılabiliri de konuştuk büyükşehir bürokrosisiyle. Bir katlı otopark ve yer altı otoparkını yine büyükşehir belediyemizin katkısıyla yapacağız. Aliağa hayatına hediye edeceğiz. Aliağa merkezindeki trafik sorununu, otopark sorununu büyük ölçüde çözeceğiz. Otoparklarımızda ilk iki saat ücretsiz olacak ki insanlar koysun, otoparklarımızı belediye işletecek ve son derece makul fiyatlı olacak.

Yine hayatında önemli sorunlardan birisi de istihdam sorunudur. Türkiye’nin en büyük sanayi kentlerinden birisi olan, Türkiye gayri safi milli hasılasının 30’da birini, 40’da birini üreten Aliağa’nın bugün kendi 95 bin, 100 bin nüfusunun içinde birçok işsiz barındırması anlaşılabilir bir şey değildir. Aliağa çok büyük iş potansiyeli yaratıyor olmasına rağmen sanayi kuruluşlarında ve diğer sektörlerde bu potansiyelden ne yazık ki gençlerimiz ve Aliağa halkı yeterince yararlanamamaktadır. Burada sıkıntılardan birisi Aliağa öncelikli istihdam yapın siyasi iradesidir. Bu siyasi iradeyi koyacağız ve Aliağa öncelikli siyasi istihdamı sonuna kadar zorlayacağız. İkincisi ise Aliağa’daki iş gücü ile istenilen iş gücünün vasıf benzerliği veya istenen vasıfla çakışmamasıdır. Bunu da giderecek başka bir yolumuz yöntemimiz olacak. Aliağa’da bir meslek eğitim atölyeleri merkezi kuracağız. Bu meslek eğitim atölyeleri merkezimiz esas olarak büyükşehirin şu anda çok başarılı şekilde ilerleyen meslek fabrikasının Aliağa ayağı olarak hizmet verecek. İhtiyaç duyulan meslek gruplarında istihdam vasfında elemanları yetiştirilip Aliağa’daki iş dünyasına verilmesi ve vasıflı teknik beklenti veya vasıflı kadro beklentisiyle vasıflı personel beklentisini çakıştıracak bir anlayışla bu işi hayata geçireceğiz.

Bir başka önemli sorun ise Aliağa hayatında konut edinme, inşaat ve ev sahibi olma sorunu. Ne yazık ki son 5 yılda Aliağa’da inşaat işinin önü belediye bürokrasisi ve bir takım başka sebeplerle, herkesin bildiği malum sebeplerle çok aksadı çok tıkandı. Aliağa’nın inşaatçıları neredeyse Aliağa’yı terki diyar ettiler. Başka yerlerde Bergama’da Menemen’de iş yapar hale geldiler. Yine gitmeyenler kalanlar ise proje üretemez hale geldiler. Aliağa’da sanayi ve iş dünyasında istihdam artarken Aliağa’ya göç oluşurken Aliağa’daki konut arzı giderek daha azaldı. Konut arzı azaldığı için fiyatlar yükseldi. Fiyatları yükselten iki sebep var. Bir arsa alanlarında daralma çok fazla. Yeni arsa alanları, inşaat alanları üretmeye ihtiyaç var. İkincisi toplu konut projeleri çok uzun zamandır hayata geçmediği için, çok uzun zamandır Aliağa’da TOKİ olmadığı için, çok uzun zamandır kooperatif öncülüğünde büyük toplu konut projeleri gerçekleşmediği için giderek ev fiyatları çok yükseldi. Dar gelirlilerin konut sahibi olabilmeleri artık mümkün değil. Oysa Aliağa’ya bakıldığında Aliağa daha çok işçi, emekçi yatağı, daha çok emekli yatağı dolayısıyla daha uygun fiyatlarla sosyal toplu konut projeleri üretmeye ihtiyacımız var. Bu işleri TOKİ eliyle yapılırdı eskiden ama son zamanlarda TOKİ Aliağa’ya uğramadı. En son 12-13 sene önce TOKİ Aliağa’da Siteler Mahallesi’nde bir proje gerçekleştirdi. Bir daha da ortalıkta görünmedi. Her seçim öncesi TOKİ’nin Aliağa’ya geleceği konuşulur. Bu süre zarfında 10 sene geçti ama biz TOKİ’nin Aliağa’ya geldiğini ve proje yaptığını göremedik. Biz artık TOKİ’nin keyfini bekleyemeyiz. Yarın geliyorum dese bile TOKİ’nin ne zaman geleceği hep muammadır. Biz bunun çözümünü kendimiz üreteceğiz. Nasıl Hakkı Ülkü’nün belediyeciliği döneminde Yeni Mahalle’de kooperatifler kurularak belediye öncülüğünde toplu konut projeleri hayata geçirildiyse ve Yeni Mahalle’de örnek nitelikte bir yerleşim gerçekleştiyse bir benzerini biz yapacağız. Belediye öncülüğünde konut kooperatifleri kurarak bu konut kooperatiflerine her türlü desteği vererek uygun şartlarda bunlar için fon kredileri bularak hemşerilerimizi keyif içerisinde, mutlulukla huzurla yaşayabilecekleri içinde sosyal donatı alanları bulunan site tarzı yerlerde ev sahibi yapacağız. Özellikle dar gelirlilerimiz işçilerimiz emeklilerimiz, emekçimiz buralarda kira öder gibi konut sahibi olacak. Ne kadar ihtiyaç varsa o kadar yapacağız. Tespiti yapacağız. Bin taneyse bin tane, beş bin taneyse beş bin tane sınırı yok yapacağız. Büyük başka bir avantajımız daha olacak. Belediye olarak bunları destekleyeceğiz ayrıca bunlar Aliağa’da kurulan konut kooperatifleri olduğu için Aliağa’da inşaattan para kazanan ameleden, sıvacısına, tuğlacısından duvarcısına kadar herkes para kazanacak. TOKİ’nin inşaatında kimin çalışacağını TOKİ’nin inşaatını alan müteahhit karar veriyor biliyorsunuz. Bizde böyle olmayacak böylelikle de Aliağa kazanacak ve hemşerilerimizi ev sahibi yapacağız.

Aliağa’nın diğer önemli sorunlarından bir tanesi de hastane sorunudur. Biliyorsunuz en son Aliağa’da 2004 yılında hastane çalışmaya başladı. Devlet hastanesi kuruldu. Bugün ne yazık ki Aliağa’nın ihtiyacını karşılamıyor. Benim eşim de hastane kurulduğu dönemden beri Aliağa’da hastanede görev yapan birisi, cildiye doktoru olarak çalışıyor. Ne yazık ki bugünkü haliyle Aliağa hastanesi Aliağa’nın büyüyen ihtiyaçlarını bir sanayi kentinin ihtiyaçlarını karşılamadan uzak. Yıllardır bir hastane yapılması ihtiyacı konuşuluyor ancak bu konuda devlet bir adım atmadı. Biz artık devletten bu konuda umudumuzu kestik. Her ne kadar mezarlığın olduğu bölgede bir arazi tahsisi yapılmış olsa da buraya bir hastane yapılır mı yapılırsa ne zaman yapılır belirsiz. Devletin içinde bulunduğu ekonomik şartlar da göz önüne alınırsa bu olanaksıza yakın gözüküyor. Bir de biliyorsunuz Bayraklı tünellerinin çıkışında dev bir devlet hastanesi yapılıyor. Bu şehir hastanesi hasta garantili yani yap çalıştır şeklinde yürüyor. Hasta gelmezse farkını devlet öder şekilde yapılıyor. Hastane devletin değil yani Osmangazi köprüsü gibi paralı otoyollar gibi nasıl oraya bir geçiş garantisi veriyorlarsa buraya da belli bir hasta garantisi veriyorlar. Dolayısıyla çevre yolu yapıldıktan sonra 20 dk. uzaklıkta ulaşılabilecek böyle bir hasta garantisi verilmiş bir hastane varken burada devletin yeni bir hastane yapması imkan harici bir şey. Böyle bir şey yapılacak deniyorsa bence doğru söylenmiyor bunu burada tespit edelim. Peki, ne yapacak Aliağa? Bayraklı’daki hastaneye mi taşınacak? Bizim Aliağa’ya başka bir çözüm önerimiz var. Biz Aliağa’ya bir Vakıf üniversitesi davet edeceğiz. Bünyesinde tıp fakültesi olan bir vakıf üniversitesine gel Aliağa’ya eğitim ve araştırma hastanesi kur diyeceğiz. Tam donanımlı eğitim ve araştırma üniversitesi kurmak üzere onu Aliağa’ya davet edeceğiz. Belediye meclisimizin kararıyla kendisine uygun fiyatlı arsa tahsis edeceğiz. Yatırımın önünü açacağız. Gelsin yatırımını yapsın. Aliağa’da ciddi bir hasta potansiyeli var. Hem Aliağa’nın işini ihtiyacını görsün hem de kendi ihtiyacı olan eğitim ve araştırma hastanesini burada kursun. Hem de potansiyel çok yüksek olduğu için yatırımını çok kısa zamanda geriye kazansın. Bu onlar için de cazip ve avantajlı bir teklif olacak. Bizim burada bir tek şartımız olacak içinde yanık ünitesi olsun istiyoruz hastanenin. Aliağa’da bu konuda çok can kaybı var.

Yapacağımız başka bir iş daha biz Aliağa hayatında eksik olduğunu görüyoruz. Bir mesire alanı, donanımlı organize bir mesire alanı yok Aliağa’nın. Bu konuda Aliağa’nın çevresinde ciddi imkânlar olmasına rağmen şimdiye kadar yapılmamış. Önemli değil bunlar peyder peyi yapılacak işler. Aliağa’da yazın baktığımızda piknik için halkımız sahil kenarına iniyor. Uygun olmayan şartlarda ortamlarda pikniğini yapmaya çalışıyor. Biz bunu bir mesire alanı düzenleyerek çözmek istiyoruz. Zaten şimdiden altyapısı buna uygun olan tespit ettiğimiz Güzelhisar tarafında bir bölgede, şimdi burada yerini söylemeyelim arsa spekülasyonuna yol açmayalım. Büyük bir Aliağa korusu ve mesire alanı yapacağız. Burada halkımız gidip rahatlıkla mangalını yapabilecek, yürüyüşünü yapabilecek, bisiklet parkurları olacak. Çocuklarımızın eğlenebileceği, dinlenebileceği alanlar olacak. Orada her türlü temizlik hizmetini, her türlü piknik ve mangal gibi halkımızın orada günlük ihtiyaçlarını karşılayacak alt yapı da olacak. Bu altyapılarda yine belediye tarafından çalıştırılacak. Gerçekten alan ciddi bir cazibe merkezi olacak. Çeşitli kır konserleri, izci gurupları da oralarda konaklayabilecek. Aliağa halkının nefes aldığı bir yer haline gelecek. Bunu da yine belediye olanaklarıyla ve kendi imkânlarımızla, kendi çalışanlarımızla bütün alt yapısını belediyenin kendi yapacağı şekilde hayata geçireceğiz.

Yine Aliağa hayatının önemli eksikliklerinden birisi otogar, minibüs garajı, tır otoparkı ve servis otobüsleri otoparkı. Bununla ilgili olarak İzmir büyükşehir belediyemizle görüştük. Bu ihtiyacı anlattık. İzmir büyükşehir belediyesi bu projeyi aynen otopark projesinde olduğu gibi destekleyecek. Aliağa’ya yıllar sonra otogarı yeniden getireceğiz. Bu proje de yine tamamen büyükşehir belediyemizin desteğiyle olacak. Diğer yandan şehir içinde kontrolsüz şekilde sağa sola park eden ve hayatımızın konforunu bozan kamyonlar tırlar ve servis otobüsleri de belli bir düzene nizama kavuşacak. Aliağa halkı rahatsız olmadan onlar da park ihtiyaçlarını karşılamış olacaklar.

Kreş çok önemli, okul öncesi eğitim çok önemli. Biliyorsunuz Aliağa’nın ilk kreşi Aliağa belediyesi tarafından kurulmuştu. Belediye kreşi 25 sene hizmet verdikten sonra ne yazık ki bu belediye döneminde anlaşılmayacak bir şekilde kapatıldı. Öğrencileri, öğretmenleri sokakta bırakıldı. Aliağa’da çocuklarımız okul öncesi eğitim konusunda özel sektöre mahkûm edildi. Özel sektör kreşlerimiz var işlerini başarıyla yapıyorlar kendilerine teşekkür ediyoruz. Onlar da Aliağa hayatına hizmet ediyorlar. Ancak bu kreşlerin tabi ki özel işletme oldukları için bina kiraları efendim çalışanları diğer açıdan bakıldığında sosyal hizmet üretmek gibi bir hedefleri olmadıkları için fiyatları yüksek.  Ayda bin liraya varan kreş ücretlerini ayda iki bin lira alan bir dar gelirli nasıl karşılayabilir ki? Dolayısıyla bu şartlar altında Aliağa’da çocuklarımızın pek çoğu okul öncesi eğitimden yoksun kalıyorlar. Biz her mahalleye, sadece merkeze değil, Şakran ve Helvacı da dâhil olmak üzere merkezde ve diğer mahallelerimizde ve hatta büyük köylerimizde yakındaki küçük köylerimize de hizmet verecek şekilde düzenlemeler yaparak bir kreş bir anaokulu yapacağız. Çocuklarımızın okul öncesi eğitimden mutlaka yararlanmasını ve hayata daha iyi hazırlanmasını istiyoruz. Bu kreş ve anaokullarının yanı sıra bir etüt merkezi de yapacağız aynı yerlere. Oralarda da ilk okula giden, ortaokula, liseye giden çocukların derslerine destek alabilmesi için imkan sağlayacağız. Yine lise ve üniversite giriş sınavlarına hazırlanacak çocuklarımız için kurs merkezleri açacağız. Şakran’da, Helvacı’da, Yeni Mahalle’de ve merkezde olmak üzere her yerin kendi ihtiyacı uygun olacak büyüklükte kurs merkezleri açmak istiyoruz. Kurs merkezlerinde ise Aliağa’nın atanamayan öğretmenlerini, biliyorsunuz bu da büyük bir üzüntü büyük bir sıkıntıdır, Aliağa’nın atanamayan öğretmenleriyle yine Aliağa’nın evlatlarına hizmet vereceğiz. Üniversiteye giden öğrencilerimize de burs vereceğiz. Bursu belediye imkânlarıyla vermek mümkün değil bunun için bir toplumsal dayanışma fonu yaşatacağız. Nasıl Karşıyaka’da her apartman bir çocuk okutuyor dendi ise biz de Aliağa’da her apartman, her işyeri, her sanayi kuruluşu çocuk okutuyor diyeceğiz. Böylelikle bir toplumsal dayanışma fonuyla bunu hayata geçireceğiz. Ben çok uzun zamandır Aliağa’da bir derneğin başkanlığını yapıyor. Bu derneğimiz her yıl 20 kız öğrenciye burs veriyor. 20 kız öğrenci burs veriyoruz ama bize başvuru bunun 10 katı neredeyse. Dolayısıyla bu işin büyük bir sıkıntı büyük bir üzüntü olduğunu gördüm bunu da hayata geçirerek eğitimi destekleyeceğiz.

Aktif Bülten :  En büyük sıkıntılardan bir tanesi hayvan kesim alanının olmaması bir yer var orada derme çatma bir şeyler yapılmaya çalışılıyor. Sonra düğün salonları yok Aliağa içinde maalesef böyle bir handikap oluştu ve maalesef fiyatlar çok yüksek. Geçenlerde bir dostumuz düğün yapacakmış diyor ki bize Balçova’daki İnciraltı’ndaki fiyatlardan daha yüksek. Bunlarla ilgili nedir düşünceleriniz?

Özcan Durmaz : Bir kere hayvan satış yerinin olmaması Aliağa’da büyük bir eksiklik. Gerçekten her kurban bayramı öncesinde, Güzelhisar yolu üzerinde eski ceza evinin yerinde kurulan o derme çatma hayvan pazarı gerçekten içler acısı. Bu sorunu çözmek lazım. Bu dönemde bu konuyla ilgili bir adım atılmamış olması da şaşırtıcıdır. Biz kolay ulaşılabilecek bir yerde, daha kırsal alanda, alt yapısı düzgün, üstü kapalı derli toplu bir hayvan Pazar oluşturacağız. Yine yanında bir kurban kesim merkezi oluşturacağız ki o hayvan pazarı sadece kurban bayramı öncesinde hizmet veren bir yer değil, sürekli kurulan bir hayvan Pazarı olsun. Adaktı kurbandı ve kendi hayvanını alıp kesmek isteyenler orada hayvanlarını kesebilsinler diye böyle bir alt yapı oluşturacağız. Orada Aliağalı hayvan üreticilerimiz var onlara yer vereceğiz, satışlarını yapacaklar.

Düğün salonları gerçekten Aliağa’nın kanayan yarası. Anlamadığımız bir şekilde Aliağa’da sadece bir tane kapalı düğün salonu var. O da tabi eğer doluysa kışın veya ikinci bir düğün salonu olmadığı için yapmak mümkün değil. Dolayısıyla Aliağa’da yeni kapalı düğün salonlarına ihtiyaç var. Biz en az 4 kapalı düğün salonu daha yaparak Aliağa’nın hizmetine vermek istiyoruz. Şakran’da da bir kapalı düğün salonu yapacağız, yine Helvacı’da da bir kapalı düğün salonu yapacağız. Aliağa hayatında düğün salonu sıkıntısını çözeceğiz ve düğün salonunu bu kadar fahiş fiyatlı olmaktan çıkaracağız. Yaz aylarında çok alternatif yaratabilecek yeni alanlar kuracağız. Açık hava düğün salonlarını eğer sandalyesini kendisi getiriyorsa bedavaya vereceğiz, kapalı düğün salonlarımızı ise o gün orada kullanılan elektrik, personel bedeline kadar cüzi bir miktara düşüreceğiz. Sadece bizim masamızı sandalyemizi kullanıyorsa bunun için bir depozito alacağız, o depozitoyu da eğer masa sandalyede bir hasar yoksa iade edeceğiz. Şimdi bakın ben az önce kreşten üniversiteye kadar gençlerimiz ve eğitimi nasıl destekleyeceğimi anlattım. Şimdi üniversitede onlara burs da vereceğiz. Gelenleri meslek sahibi de yapacağız. Geriye evlenmeleri kalıyor evlenmelerini de uygun fiyatlı düğün fiyatlarımızla çözeceğiz.

Aktif Bülten :  Sokak hayvanları ile ilgili bir köpek barınağımız vardı yeni yapılmıştı, buradan bir şeye dikkat çekmek istiyorum bir yer yapılırken otoyol geçip geçmeyeceği kayıtlarda var mıdır yok mudur? Planlama var mıdır? Yapılan bu kadar masraf neden çöpe atılır?

Özcan Durmaz :   Haklısınız elbette oradan çevre yolu geçeceği projelerde planlarda vardı. 2015 yılında Çaltılıdere’de bulunan hayvan barınağı komple yenilenirken oradan otoyol geçeceği ve oranın yıkılacağı belliydi. Başka bir yerde hayvanlar için bir doğal yaşam alanı bir barınak yapmak mümkünken neden eski barınağı, yıkılacağı bilinen yere onca para harcandı anlamak mümkün değil. 2015 yılında yapıldı ve 2017 yılında yıkıldı. Yapılan iş ve harcanan para boşa gitti. Ondan sonra da yeni bir alternatif üretilmedi 2017’den 2019’a kadar iki yıldır köpekler, sokak hayvanları sokaklarda parklarda Aliağa hayatını sıkıntıya sokuyorlar, doğal olarak sahipsiz olduklarından ve yeterince beslenemediklerinden barınamadıklarından vahşileşiyorlar, saldırganlaşıyorlar. İnsanlarımız, çocuklarımız zorda kalıyor. Giderek de hayvan sayısı artıyor. Buna vicdani bir çözüm bulmak lazım. Bizim çözümümüz de şu artık barınak değil, doğal yaşam alanı konuşuluyor dünyada. Doğru olan da, vicdani olan da bu. Sonuçta onlar da Allah’ın yarattığı canlı onlar da bize emanet. Onları en iyi şartlarda ağırlamak ve en iyi şartlarda korumak kollamak zorundayız. Biz bunun için yine belediyenin sahip olduğu birçok alan var. Kırsal alanda, üzerinde tarım yapılmayan, hayvancılık yapılmayan bir arazide geniş bir alanı koruma altına alarak orada bir doğal yaşam alanı oluşturmak istiyoruz. Yine bunu da belediye imkânlarıyla yapacağız. Alanı bölerek kedileri köpekleri ayıracağız. Yine her iki bölümde kapalı alanlar olacak olumsuz hava şartlarında hayvanların girip barınabilecekleri, beslenebilecekleri onun dışında hayvanlar doğada serbestçe dolaşacaklar. Orada bir veteriner kliniğimiz olacak. Sokaktan topladığımı hayvanları o veterinerde kısırlaştırarak o doğal yaşam alanı içine bırakacağız. Ben söz veriyorum biz gelir gelmez ilk bu işi yapacağız. Aliağa hayatından bu sokak hayvanlarını hem sahipsizlikten bakımlıktan kurtaracağız hem de Aliağa hayatındaki sıkıntıyı ortadan kaldıracağız. En hızlı yapacağımız işlerden birisi olacak. Bunun da tamamını belediye imkanlarıyla yapacağız.

Aktif Bülten :  Hayvan severlerle görüşüyoruz gündeme geliyor, mevcut köpek barınaklarını hiçbir şekilde tasvip etmiyorlar. Siz çok güzel bir kavrama değindiniz. Sokak hayvanları doğal yaşam alanı diye. Artık kuram bu, artık insanların düşüncesi. Açık hava tiyatrosu konusu var. Yıllardır hâlihazırda olan bir yer var ama artık sıkıştı daraldı yetmiyor. Bununla ilgili bir düşünce var mı?

Özcan Durmaz : Açık hava tiyatrosu gerçekten şu haliyle çok az işlevli. Tam da şehir merkezinde vermesi gereken hizmeti verebilmekten uzak, yeri çok iyi Aliağa hayatının tam ortasında tam göbeğinde biz burayı bir kültür merkezine dönüştürmek istiyoruz. Şu anda Aliağa’da bir sinema yok, sinema salonu yok, kapalı gösterim yapılabilecek bir tiyatro salonu yok sadece Tüpraş Halk Eğitim Merkezi’yle kısıtlıyız. Oysa eski belediye binası yıkılmadan önce orada bir gösteri yapılabilen bir salon vardı binanın kendisinin yanı sıra. Belediye şimdiki belediye binasına yani düğün salonu olarak kullanılan yere taşınmadan önce yine orada bir gösteri salonu, sinema salonu vardı. Her ikisi salondan da olduk. Şimdi bir ihtiyacımız bir eksiğimiz var o da şu; tiyatro salonu, sergi salonu, sinema salonu, sanat atölyesi gibi yerlere ihtiyacımız var. Biz mevcut açık hava tiyatrosunu ve alt bölümlerini ünitelerini elden geçireceğiz. Yandaki genişleme imkânlarını da değerlendirerek buraları bu amaçla hizmet edebilecek şekilde yeniden düzenleyeceğiz. Çok büyük masraf etmeden ama çok daha derli toplu çok daha güzel Aliağa’ya hizmet eden bir yapıya dönüştüreceğiz ki Aliağa hayatındaki bu kültür sanat ihtiyacını eksikliğini giderebilelim. Orada bir sinemamız olacak, aynı zamanda tiyatro gösterilerinin yapılabileceği bir salon, sergi salonu olacak, sanat atölyesi olacak ve açık hava tiyatrosu da yaz aylarında açık hava sineması olarak halkımıza hizmet veren ve sürekli olarak da gidip gelinen yazı kışı dolu bir kültür merkezine dönüşecek. Ben burada şu konuya da girmek isterim müsaade ederseniz. Az önce bahsettim eski belediye binasında sinema salonu yeni belediye binasında sinema salonumuz vardı ikisi de tiyatro gösterilerine uygundu, ikisi de çeşitli toplantılara ev sahipliği yapabilen, çeşitli organizasyonlarda halkın, kurumların rahatlıkla kullanabildiği yapıdaydı. Eski belediye binasını yıktık, belediye binasıyla beraber bu salonumuzu kaybettik. Belediyeyi aldık götürdük düğün salonuna taşıdık, düğün salonunda bu amaçla kullanılan yerleri de kaybettik. Ben şunu anlamadım anlayan varsa bana anlatsın. Sapasağlam ayakta duran, yıkarken bile yıkmakta zorlandıkları binayı neden durup dururken yıkma kararı verdiler ben bunu anlamadım. Aliağa hayatından koca bir belediye binasını söktüler attılar. Belediyeyi taşıdıkları yer düğün salonu ve sosyal tesis olarak yapıldığı için mimari olarak belediye binasına uygun değildi, dolayısıyla orayı da bir sürü tadilatla ve çok da ihtiyacı karşılamıyor olmasına rağmen belediye binası haline dönüştürdüler. Tadilat tefrişat gibi masraflarla oraya büyük paralar gömüldü ve eski belediye binası da yerle yeksan edildi şimdi yerinde bina yok. Burada bir kaynak heba edildi ve Aliağa hayatından da bir düğün salonu eksiltildi, bir sosyal tesis eksiltildi, iki tane sinema, tiyatro salonu eksiltildi. Bu hakikaten kaynağın kötüye kullanılması kaynağın israf edilmesi ve fantezi iş yapılması anlamına geliyor. Gerçekten böyle bir şeyi hangi fizibileteye hangi planlamaya dayandırarak yaptılar bilen yok. Aliağa halkına soruldu mu, sorulmadı. Aliağa halkına sormadan yaptığınız işler geriye yara bırakıyor, hesapsız kitapsız yaptığınız işler geriye sıkıntı bırakıyor. Ama daha büyük bir sıkıntı var. Bu iki alan da bağışçı tarafından, hem eski yıkılan belediye binasının olduğu yer hem de belediyenin yeni taşındığı yer, bağışçı tarafından şartlı bağışla verilmiş. Şimdi bakınız bu iki arsa birisi belediye binası yapılsın diye verilmiş. Birisi de düğün salonu yapılsın diye verilmiş. Şimdi bağışçı hukuki yola başvurmuş. Dolayısıyla bu arsaların geriye iade edilmesi mümkün hale geliyor. Bu arsalar geriye iade edilecek diye mahkemeden karar çıkarsa ne olacak. Belediye arsaları iade etmek zorunda kalacak. Tabi ki iade etmeyecek sonuçta belediye hizmet alanı olarak planlı buralar. Arsaların parasını vermek zorunda kalacak. Bu hesapsız kitapsız iş Aliağa halkına ve Aliağa belediyesine çok pahalıya mal olabilir. Bunlar düşünmeden ve planlamadan yapılmamalıydı.

Aktif Bülten : Esnaf arkadaşımız yazmış. İzmir Caddesi de hesapsız kitapsız yapıldı diye. Başkan ne yapacak diye sormuş.

Özcan Durmaz – Hemen cevap verelim isterseniz. Çok yerinde bir tespit. Sayın başkanın son günlerde internette bir videosu dolaşıyor MHP’li Belediye Başkanı Serkan Bey’in. Orada geçen dönem yapacağı projeleri anlatırken kendi sesiyle video olarak şunu yayınlamış diyor ki yeni dönemde İzmir Caddesi bizim planlarımıza göre trafiğe açık olacaktır diyor. O zaman bu tartışma vardı buna cevaben yayınlamış. Sonra yönetime geldikten 6 ay kadar sonra İzmir Caddesi’ne el attılar, İzmir Caddesi’ni trafiğe kapatmaya karar verdiler. Bu konuyla ilgili olarak bir görüş alışverişi bir kamuoyu araştırması bir referandum bir şey yapılmadığı anlaşılıyor. 6 ay kadar orayı trafiğe kapatmakla uğraştılar bu süre zarfında esnaf çok sıkıntı çekti. Kapatıldıktan sonra da esnaf çok sıkıntı çekti. Kapatıldıktan sonra da esnaf çok sıkıntı çekti. Aliağa trafiği de İzmir Caddesi’nin Aliağa trafiğinden çıkartılmış olması nedeniyle zarar gördü. Sonuç olarak trafik zarar gördü, esnaf zarar gördü, bölgede yaşayan vatandaşlar şikâyetçi. Bu projeden geri dönmek lazım. Bölgede yaşayan evi olan insanlar rahatsız, esnaf rahatsız. Her gittiğimde soruyorlar, siz ne yapacaksınız diye. Ben de diyorum ki bölge esnafı ne istiyorsa, bölge insanı ne istiyorsa o yapılacak. Biz İzmir Caddesi’ni trafiğe açacağız. Şimdi ne oldu? İzmir Caddesi’ni trafiğe kapatmak için harcadığınız onca para heba oldu, açarken biz düzenleme yapacağız heba olacak, bir de 5 yıl boyunca o bölgede yaşayan insanların çektiği eziyet ve esnafın kazanç kaybı cabası. Hesapsız, kitapsız iş yapılmayacak. Vatandaşa sorulacak, vatandaş ne diyorsa o yapılacak. Bu işlerin fizibilitesi yapılacak, ön araştırması yapılacak, gerekiyorsa bilimsel destekler alınacak. Akşam yatıp sabah bir iş yapmaya karar vermeyeceğiz.

Aktif Bülten :  Mobil sağlık ekipleri mevcut yapıda garibanların değil Yalı Mahallesi’nde bazı zenginlerin taşındığı gibi iddialar gündemde ben araştırmadım, sizin de sağlık ekibi düşünceniz var. Öyle bir konuya siz olsanız nasıl yaklaşırdınız?

Özcan Durmaz : Eğer belediyenin sağlık ekipleri, belediyenin ambulansı, belediyenin sağlık hizmetleri amacıyla tahsis ettiği donanım ihtiyacı olmayanlara hizmet veriyorsa bu doğru bir şey değil. Bizim az önce anlattığımız sosyal proje niteliğindeki şeylerin hepsi ihtiyacı olanlara dönük şeylerdir. Biz bu ihtiyacı olanlara dönük, kendi ihtiyacını karşılamakta uzak, eğitimde, sağlıkta, konutta piyasa fiyatlarıyla konut sahibi olabilmekten uzak insanları hedefleyen projeler bunlar. Dolayısıyla belediyenin sağladığı sağlık aracı imkânı hali vakti yerinde kişilere hizmet veriyorsa doğru bir şey değil. Benim bu konuyla ilgili bir tespitim olmadığı, gazeteci arkadaşın yazdığımızdan gördüğümüz için eğer böyle bir şey varsa doğru değil diye sadece söyleyebilirim. Biz mobil sağlık ekibi çıkartacağız. Bu mobil sağlık ekibimiz köylere ve dış mahallelere hizmet veren bir ekip olacak. Bu mobil sağlık ekibimiz, vatandaşımız hastaneye gitti, kendisine iğne verildi pansuman verildi, bir düzenli bakım hizmeti almasına ihtiyaç var, bunlara hizmet verecek. Bunlar zaten hali vakti yerinde insanlarsa bizden bu desteği yardımı istemezler. Hali vakti yerinde olmayan ve bu işi kendi başına yapmakta zorlanacak olan kesimler bizden talepte bulunacaklar biz de gerçekten desteği ihtiyacı olduğunu tespit ettiğimiz bu insanlara periyodik olarak evlerinde bu hizmetleri vereceğiz. Gidecek pansumanını, iğnesini yapacak, hasta bakımı varsa bunu yapacak ve hangi periyotlarda bu işler yapılacaksa gidecek. Yine bu ekiplerimiz benzer şekilde programı dahilindeki evlere ve köylere uğrayarak bu hizmeti verecekler. Bu hizmet dediğim gibi yaşlı, hastaneye gidip gelemeyecek kadar bakıma ihtiyacı olan kişilere veya yoksul kişilere verilen bir hizmet olacak. Sağlık işi önemli bu sağlık hizmetini yerinde vereceğiz.

Aktif Bülten :  Birisi kendi döneminde böyle suistimal edilseydi ne yapardı diyor?

Özcan Durmaz :  Bizim dönemimizde elinde siyasi yetki olan, elinde bürokratik yetki olan, sonuçta her belediye çalışanının eline küçücük de olsa bir yetki veriyorsunuz. Mesela bir araba veriyorsunuz o arabayı tasarruf yetkisi veriyorsunuz. Yetkisini kötüye kullanırsa bu kötüye kullanmanın cezasını çeker. Karşılığını alır. Neyse yasadaki karşılığı o karşılığı ona veririz ve bir daha da aynı yetkiyi kendisine vermeyiz.

Mobil hizmet anlamında vereceğimiz hizmeti biraz daha açmak isterim. Biz köylerde tarıma, üretime, hayvancılığa destek vermek istiyoruz. Bununla ilgili olarak da köylerimize periyodik olarak gidip gelebilecek ziraat mühendislerimizin olduğu mobil ziraat hizmeti ve yine veterinerlerimizin olduğu mobil veteriner hizmeti vermek istiyoruz. Kırsal üretimi, köylüyü, hayvancılığı desteklemek bizim öncelikli işlerimizden birisi bu yolla da onlara hizmet vermek istiyoruz. Bu hizmetlerimiz ücretsiz olacak. Amacımız sosyal belediyecilik anlayışımız gereğince tarımı ve üretimi, hayvancılığı desteklemek ve bu aynı zamanda toplumun kaliteli ve ucuz gıdaya üretimi arttırmak yoluyla ulaşmasına katkıda bulunmak için yapacağımız işlerden birisi olacak.

Aktif Bülten :  Sanayi sitesi Aliağa’daki en büyük sıkıntılardan bir tanesi. Eleştirilerden bir tanesi, bankamız yok, kargomuz yok ama bir sanayi sitemiz var diyorlar. Organize sanayi bölgesine gittiğimizde büfe yok, sabah bir simit almak istiyoruz diyorlar. Bunlarla ilgili bir yaklaşımınız olacak mı?

Özcan Durmaz :  Organize sanayi tabi kendi içinde bir yapı, onlarla organize sanayi yönetimiyle konuşarak bu anlamda bizim desteğimize ihtiyaçları varsa ve bizim desteğimize ihtiyaçları varsa ve bize yer gösterirlerse oraya da biz hizmet götürmek isteriz. Ama küçük sanayi sitesiyle ilgili tespit çok doğru, küçük sanayi sitesinde bankamatikte küçük bir işi olan, kargoyla, PTT’yle küçük bir işi olan birisi ya da esnafımız arabaya binip Aliağa merkeze gelmek zorunda kalıyor. Giderek büyüyen şu anda 350-400 iş yeri olan ve yeni yapılan sanayi siteleriyle giderek büyüyen bir alan orası. Yine bakıldığında Aliağa çok hızla büyüyen bir şehir olduğu için yatırımlarda en çok lojistik desteği sağlayan sanayiye de doğrudan hizmet veren bir yer küçük sanayi sitemiz. Dolayısıyla buradaki esnafımızın zamanı çok kıymetli, değerli. Onların zaman kaybetmemesi ve hizmeti ayağında bulması lazım. Bunun için orada sanayi kooperatifimizle konuştuk, bir yer ayırmışlar. Zaten imar planlarında ayrılmış o yer. O yer üzerinde sosyal donatı alanı yaratacağız. Burada PTT olacak, kargo olacak, bankamatikler olacak, market olacak yani insanların günlük hayatta ihtiyaç duyduğu neler varsa orada bir çarşı şeklinde bunlar olacak ki orada yaşayan esnafımız rahatlıkla işini görebilsin. Yine sitede önemli sorunlardan birisi, ana yol üzerinde güvenlik hizmeti yok. Site akşam 6-7’den sonra Allah’a emanet, sabaha kadar orada dükkanı olan malını mülkünü açıkta bırakan insanların malı mülkü tehlike altında. Dolayısıyla oradaki güvenliği arttıracağız, kamera sayısını arttıracağız, giren çıkanı kontrol etmek için girişlerde nöbet sistemleri kuracağız. Belediye olarak sanayi sitesini daha çok sahipleneceğiz. Yeni dönemde orada iş sahibi olan esnafımız daha rahat edecek.

Aktif Bülten :  Kitapçığınızda Acil Gel Ekibi var bunun başka bir versiyonu var ama bu daha farklı, çünkü o ekip biraz siyasi ekip misyonu yüklendi gibi bir algı oluştu toplumda bunu siz açılarmısınız?

Özcan Durmaz :  Acil gel ekiplerimiz bizim Aliağa’da gerçekten yardıma ve desteğe muhtaç kesimleri hedefleyen bir çalışmaya dönük olacak. Bu sosyal belediyeciliğin en önemli işlerinden birisi. Biz yapacağımız sosyal doku taramaları sonucunda Aliağa’da ihtiyacı olan kesimleri tespit edeceğiz ve ihtiyacı olan kesimlere bu Acil Gel Ekipleri vasıtasıyla kendimiz giderek nasıl yardımcı olabileceğimizi tespit edeceğiz. Hastası olanları alıp hastaneye taşıyacağız, az önce söylediğim gibi evinde bakım hizmeti ihtiyacı olanlara tıbbi bakım hizmeti vereceğiz. Evinde temizlik veya başka konularda desteğe ihtiyacı olanlara destek vereceğiz çünkü toplumun bir kesimi gerçekten çok mağdur ve sahipsiz. Bu kesimlere bu şekilde sahip çıkacağız. Hastaneye götürülmesi gerekiyorsa hastaneye götüreceğiz, refakat edeceğiz ilacını alacağız ve evine yerleştireceğiz. Evinde bakım hizmeti gerekiyorsa buna destek sunacağız. Eğer evinde yemek hizmeti, gıda hizmeti gerekiyorsa hazır sıcak yemek de dâhil olmak üzere bu desteği vereceğiz, yakacak yardımı gerekiyorsa, taşınma desteği vereceğiz, kendi başlarına başaramayacaklarını düşünen hemşerilerimizin her türlü yardımına Acil Gel Ekipleri ile gideceğiz ve onlara hayatlarının zor zamanlarında ihtiyaç neyse o anlamda dokunacağız.

Aktif Bülten : Burada en çok dikkatimi çekenlerden bir tanesi hazır sıcak yemek evlerine götürmek o gerçekten çok önemli sosyal bir proje.

Özcan Durmaz : Birçok yerde birçok belediye aş evleri kuruyor. Ama bunun sıkıntılı tarafı şu, gidenler orada teşhir oluyorlar. O yüzden gitmek istemiyorlar, giden de zaten evinden dışarı çıkmayı becerebilen kişiler oluyor. Oysa biz az önce evinden dışarı çıkamayacak durumda olan kişilere de bu hizmeti vermek istiyoruz. Ben zordayım, dardayım diyen bize başvursun sıcak yemeği, hazır yemeği evine götüreceğiz. Aş evi kurmanın az önce söylediğim gibi bir sadece gelebilenlere hizmet vermesi ve gelenlerin de afişe olması gibi görünür hale gelmesi gibi bir sakıncası var bu işi kendi evlerinde yapacağız.

Aktif Bülten : Projeleriniz arasında valizinizi hazırlayın her zaman hazır olun gibi bir ibare kullanmışsınız, nedir buradaki düşünceniz.

Özcan Durmaz : İnsanların gerçekten görmesi gezmesi yaşadığı şehir il, ilin çeşitli kesimleri hakkında bilgi sahibi olması oralara gitmesi önemli. Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki kıymeti değeri olan, görmeye değer yerleri olan beldelerimizi yörelerimizi görmesi önemli. Bu nedenle halkımızın bu beklentisine bu ihtiyacına cevap verecek bir hazırlık içindeyiz. Aslında bu bir süredir süren bir çalışma. Şöyle ki muhtarlarımızın başvurusuyla büyükşehir belediyemizin bu konuda bir fonu var. Büyükşehir belediyemiz bu fonundan buraya ihtiyaç halinde araç gönderiyor bu araçlarla buralarda muhtarlarımızın belirlediği kişiler, muhtarlarımızın duyurusuna göre başvuru yapan kişiler bu gezilere götürülüyor. Biz büyükşehir belediyemizin sunmakta olduğu bu sosyal hizmeti kendi gücümüzle de destekleyerek, daha çok yaygın, daha çok hemşerimizin gezilere gidebildiği, katılabildiği turların olduğu, tur sayısının arttığı bir hizmete dönüştürmek istiyoruz. Zamanı olan hayatı buna uygun olan hemşerilerimizi de gezdirmek ve yeni yerler görmelerini, gerek ilimizin çeşitli yerlerini, gerekse ülkemizin çeşitli yerlerini görerek bilgi, görgü sahibi olmalarını istiyoruz.Y

Aktif Bülten : Az önce meclis üyeleri listenizi paylaşırken, Seçil Adalet Işık’ı ben size biraz tasvir etmek istiyorum. Aliağalılarla da paylaşmak istiyorum. 10 parmağında 10 marifet olan bir insan, birçok konuda eğitmenliği olan bir insan, birçok konuda gerek büyükşehir döneminde, gerek Aliağa belediyesi döneminde ciddi çabalar sarf eden, ciddi eğitimler veren bir meclis üyesi adayı. Kadınlarımıza ürettikleri üretecekleri ile ilgili mutlaka bir şey düşündünüz ki Seçil Adalet Işık orada.

Özcan Durmaz : Seçil Hanım zaten geçmişinde el sanatları eğitmenliği sebebiyle, daha önce bu konuda yapmış olduğu pek çok kadın emeği değerlendirme organizasyonları nedeniyle çok bilinen bir isim. Söylediğiniz gibi onun projelerinden yararlanacağız. Biz kreşler ve anaokullarından bahsetmiştik. Kreşler ve anaokulları çocuklarımızın okul öncesi eğitimde geleceğe hazırlanacağı imkânlar olacak hem de bu kreşler ve anaokullarına çocuklarını gönderen kadınlarımızın kendine ayırabileceği zamanı arttıran bir imkân da sağlayacak. Şimdi kadınlarımız genel olarak çok mağdurlar. Ekonomik sorunların yükünü en çok kadınlarımız çekiyorlar. Yokluğun yükünü en çok kadınlarımız çekiyorlar. Sabah herkes evden gidiyor onlar evi derliyorlar topluyorlar ve akşam eve gelenlere de yiyecek bir şey hazırlamakla mükellefler ve her akşam o sofraya yenecek bir şeyler koyuyorlar. Ama mali imkânları çok dar olan kadınlarımız bu konuda çok zorlanıyorlar. Biz istiyoruz ki kadınlarımız evde kalan boş zamanlarında eğer bir şey üretebiliyorsa, üretebileceklerse ben bir şey üretirim para kazanmak istiyorum diyorlarsa onlara fırsat yaratmak istiyoruz. Bir kadın emeği değerlendirme kooperatifi kurmak istiyoruz. Yine yapacağımız araştırmalarla ve duyurularla bu kadın emeğini değerlendirme kooperatifi yoluyla kendi ürettiklerini satarak para kazanmak isteyen kadınlarımız tespit edeceğiz, onları kısa bir eğitimden geçireceğiz, neler üretilecek neler satılacak meselelerini belirleyeceğiz ve standart üretimleri nasıl yapacaklarını onlara anlatacağız. Bu çerçevede onların ürettiklerini kadın emeğini değerlendirme kooperatifi vasıtasıyla gerek Aliağa’daki satış noktalarında gerek il ve ilçelerdeki satış noktalarında gerekse internet üzerinden satacağız. Peki, neler olacak bunlar, takılar, el işleri, evde yapılan gıdalar, makarna, bulgur turşu, reçel gibi dayanıklı gıdalar. Bu dayanıklı gıdaları hepsini belli bir standartta ürettirmek üzere ön eğitimlerini vereceğiz. Her türlü üretimin gerekli malzemelerini biz onlara temin edeceğiz onlar evlerinde üretecekler ve biz onları alacağız ve bu kadın emeği değerlendirme kooperatifi yoluyla onların para kazanmalarını sağlayacağız. Yine kadınlarımızın bu şekilde ürettiklerini değerlendirebilecekleri başka bir imkân sağlayacağız. Biz mevcut kapalı pazar yerinde hafta sonları Pazar günü bir üretici pazarı kurmak istiyoruz. Bu üretici pazarında kadınlarımız da birer üretici kendi ürettiklerini satacaklar. Çiftçimiz, köylümüz, dağdan ot toplayan insan da bir üretici o da satacak. Pazar yerinde Pazar günleri şu an da Seferihisar Sığacık’ta olduğu gibi bir üretici pazarı kuracağız. Pazar yerini önce bir elden geçireceğiz, derleyeceğiz standart tezgâhlar olacak. Cumartesi günleri pazar kurulduktan sonra yine orası temizlendikten sonra yine standart tezgâhlarda üreticilerimiz gelip pazar tezgâhlarını kuracaklar ve sadece kendi ürettiklerini satacaklar. Kadınlarımız gerekiyorsa burada evinde yaptığı sarmayı dolmayı da satacak, köylü kadınımız yaptığı ekmeği satacak, çiftçimiz tarlasında ektiğini satacak. Gerekiyorsa bu pazara katılmak isteyenlerin ulaşım sorunu varsa onları o pazara taşıyacağız. Biz istiyoruz ki üreticimiz, köylümüz, kadınlarımız o pazarda bir şey satsın. Peki, bu pazar kime hitap edecek, bu pazar sadece Aliağa’ya hitap etmeyecek. Gerekli duyuruyu yapacağız, özellikle İZBAN ile pazar yeri arasında taşıma hizmeti de vereceğiz gerekirse. Bu Pazar gerçekten üreticimizin köylümüzün kadınlarımızın para kazandığı bir pazar olacak. Bakın Seferihisar’da ayda 4 kere pazar kuran ev kadını köylü çiftçi normal bir insanın kazandığı maaştan daha fazlasını kazanabiliyor. Gidin o pazarı görün o pazarda her şeyi satıyor kadınlarımız. Kendi evindeki tencerede yaptığı yemekleri satıyor. İlgi çok yüksek bütün İzmir oraya akıyor neredeyse, bizim de bu pazara ilginin çok yüksek olacağından eminim. Çevre ilçelerden ve İzmir’den ciddi bir çekim merkezi haline getireceğiz. Bu pazar aynı zamanda Aliağa’ya dışarıdan para girmesine, üreticimizin köylümüzün daha fazla para kazanmasına neden olacak. İZBAN’dan pazar yerine yapacağımız taşımayı ve köylerden ve kenarda kalan mahallelerimizden ilkokul, ortaokul ve lise seviyesinde öğrencilerimize taşıma desteği vereceğiz. Önceden bu taşıma desteğini devlet veriyordu bu sene kaldırdılar. Sezonun ilk döneminde öğrencilerimiz sahipsiz kaldı. Kendi imkânlarıyla karda kışta gidip gelmek zorunda kaldılar. İkinci dönemde biz bu işi fazla dillendirince daha göreve gelmeden belediyemiz bizim önerimizi gerçekleştirmiş oldu, daha göreve gelmeden bir projemiz hayata geçmiş oldu. Ben hep söyledim göreve gelirsek taşıma desteğini vereceğim diye. Belediyemiz de doğru bir iş yaparak öğrencilerimizin ikinci dönemde taşınmasının yolunu açtı ama ben bu taşıma işini daha konforlu daha sistematik hale getireceğim. Nasıl şu anda servisler çocuklarımızı kapıdan alıp okula kadar bırakıyorsa bütün köylerimizden ve dış mahallelerimizden okula uzak olan noktalardan öğrencilerimize taşıma hizmeti vereceğiz. Onları kapılarından alıp gidecekleri okulun kapısına kadar bırakacağız. Bunu sadece ilkokulla sınırlı tutmayacağız, ortaokul ve lise seviyesinde bu hizmeti vereceğiz. İZBAN’dan Pazar yerinde de bir taşıma hizmet vereceğiz. Pazara katılmak isteyen köylümüzü, kadınlarımızı da taşıyacağız. Biz taşıma hizmeti verirken kendimiz araç gereç almayacağız, kendimiz bu işleri yürütmeyeceğiz. Bu konularla ilgili alacağımız bütün hizmeti Aliağa esnafından, Aliağa’daki servisçilerimizden minibüsçülerimizden alacağız.

Aktif Bülten : Bir tane belediye işçisi yazmış şimdi, ismini vermeyeceğim. Biz mektup yazdık başkana bununla ilgili serzenişde bulunduk, dayak da yedik sopa da yedik hakaret de yedik ama seçim dönemi geldi diye bir ibare yazmış. Bununla ilgili söyleyeceğiniz bir şey var mı?

Özcan Durmaz :  Aliağa’nın bildiği şeyler bunlar. Ne yazık ki bütün Aliağa konuştuburada bunların üzerinden siyaset yapmak ya da kendi siyasetimizi başkasının efendim bunu kötü yaptılar bunlar şöyleler böyleler diyerek onlar hakkında olumsuz konuşarak yapmak istemeyiz. Biz kendi önümüze bakıp kendimizi anlatmak ve yapacaklarımızın toplum nezdinde takdiri üzerinden bir karşılık almak isteriz. Ama ne yazık ki bu dönemde Aliağa’da belediye işçileri ciddi bir baskı altında kaldılar. Belediye işçilerinin seslerine çıkarmasına müsaade edilmedi. Maaşımızı zamanında alamıyoruz diyen bir belediye işçisi, ne yazık ki konu yargıda ama darp edildi önce belediye başkanının fiziki müdahalesiyle ardından da belediye başkanının şoförünün saldırısıyla belediye başkanının ilk tokadı atması ve belediye başkanı şoförünün devam eden yumruklamalarıyla bir belediye işçisi darp edildi. Bunu bütün Aliağa konuştu, konu basına yansıdı, konu adliyeye yansıdı. Konu demokrasi meydanında bütün emek örgütlerinin ve demokrasi platformunun basın açıklamasıyla kınandı. Başkan bu konuda hayır ben yapmadım filan gibi en küçük bir açıklama yapmadı veya özür dilerim gibi bir açıklama yapmadı. Bir belediye işçisinin, belediye başkanı ve şoförü tarafından darp edilmesi ayıplanacak bir şeydir. Buna hep beraber üzüldük ama bu dönemde hepimiz bunları çok sık yaşadık. Bu dönemde ben Aliağa’da gerginliğin hat safhaya çıktığını, belediyenin tutumunun hoş görülü olmaktan uzak, gergin olduğunu sesini çıkarana biraz had bildirmeye dönük yaklaşım içinde olduğunu üzülerek gördüm. Bütün Aliağa bunu görüyor. Çok bunları konuşmak ve bunların üzerinden onlar şöyle, biz böyleyiz gibi bir karşılaştırma üzerinden gitmek istemiyorum. Biz kendi projelerimizle gideceğiz. Belediye işçimiz haklıdır. Ben kendi dönemimizde söz veriyorum. Bütün çalışanlarımızla olduğu gibi, bütün Aliağa halkıyla son derece barışçıl diyalog içinde, kucaklayıcı bir belediye başkanlığı yapacağım. Biz belediye başkanı olduğumuzda toplumun bir kesiminin oylarıyla belediye başkanı olacağız. Diğer kesim bize oy vermemiş olacak hiçbir şekilde kim bize oy verdi kim vermedi yaklaşımı içinde olmayacağım. Herkesin belediye başkanı olduğumu hiç unutmayacağım. Böyle olacağımın da sözünü veriyorum. Belediyede çalışan bütün arkadaşlarımızın emekleri bizim için değerlidir. Aliağa için birlikte hizmet üreteceğiz, değer üreteceğiz. Az önce bir sürü proje saydım ki daha konuşamadık her şeyi de çünkü 5 yıl boyunca yapılacak her şeyi bir çırpıda söylemek mümkün değil hepsini beraber yapacağız. Onların alın teri, onların emeği onların varlığı onların bir ekip halinde birlikte Aliağa için üretmesi bizim için son derece önemli. Hepsiyle birlikte sevgi içinde kardeşlik içinde çalışacağız hepsini kucaklayacağız. Diğer yandan toplumun bütün kesimleriyle kuracağımız iyi ilişkilerle, toplumun bütün kesimlerine aynı mesafede ve aynı olumlu duygularla yaklaşarak Aliağa’da güçlü bir toplumsal dayanışma ortamı, güçlü bir huzur ortamı ve güçlü bir toplumsal barış ortamı yaratacağız. Türkiye gerilmiş, Aliağa da eşit seviyede gerilmiş. Aliağa’yı bir de geren yerel siyasetteki az önceki işçi arkadaşımız örneğinde olduğu gibi konular var. Bunlardan uzaklaştırarak toplumsal gerginliği ortadan kaldıracağız. Aliağa’yı huzurun dayanışmanın ve demokrasinin başkenti yapacağız. Herkese sevgilerimi saygılarımı sunuyorum. Bize destek verirlerse, bizi belediye başkanı yaparlarsa nasıl namuslu, dürüst onurlu bir hayat yaşadıysak, bu yaşadığımız toprağın bir evladı olarak, duyguyla sevgiyle aşkla bağlı bir evladı olarak en iyilerini yapmak konusunda söz veriyorum.

Haber kaynağı : http://www.aktifbulten.com.tr/2019/03/18/millet-ittifaki-aliaga-belediye-baskan-adayi-ozcan-durmaz-canli-yayinda-neler-soyledi/